Salı, Ocak 31, 2006

yalnız gezenin düşlemleri

lisede bir hoca vardı,
h.a., bizim gençlerden ikisini bir kafede görmüş. ertesi gün popüler kültürden girdi,corporate lümpenleştirme politikalarından çıktı. orda oturuyorsun çünkü görülmek istiyorsun. görülmek istiyorsun çünkü takdir edilmek istiyorsun. herkes birbirini gözetliyor. vıcık vıcıksınız falan.
halbuki bence kentte yaşamanın bütün olayı kamusal mekanlardan faydalanmak. kafeye, tiyatroya, sinemaya, sergiye gitmek. evde oturucaksam fıstık gibi köye taşınırım, temiz, ucuz..
sevgiliyle ilk tanıştığımızda, caddelerinizi gezip her şeyi anlayacağım, diyordu. ben de geleyim, diyordum.

ama kar bizi günlerdir eve tıktı. hatta tv odasına. 3 günde 2. kez sezercik yavrum benim izliyoruz.

ne olursa olsun, yarın dışarıdayız,beraber, kente dokunmak için!

Hiç yorum yok: