Salı, Haziran 30, 2009

secret yap özge!

canımın en sıkkın olduğu bir anda e-mailimi açtım. "artık güzel bir şeyler olsun" dedim içimden.

dadandandadan!

"temmuzun ortasında görüşebiliriz. beni 11inde arar mısın?"

bunu yazan kim bilmediğiniz için bir amerikalı gibi "daaaa?" diyebilirsiniz belki. ama yoo, yoo demeyin dostlarım.

GOOD BYE CONSTRUCTION INDUSTRY,
WELCOME CONTEMPORARY ART!

Perşembe, Haziran 25, 2009

geçecek.

4 iş günü kaldı. sonsuzluğa uzanan dört koca acımasız gün. ne zaman baksam 14.20 olan ekranımdaki saat. dağınık masam. masamdaki bir daha asla görmek istemediğim kataloglar, dergiler, notlar. iğrenç mikroplu klima havası. zart zurt kilitlenen vezir. tutulan boynum, belim, batan kaburgalarım. acıyan gözlerim. görmek istemediğim yüzler. duymak istemediğim sesler. 4 iş günü kaldı. ömrümden ömür götüren dört koca acımasız gün.





ne yaptım ben böyle kendime?!

ne yaptım hayatıma?!

Cuma, Haziran 12, 2009

ben bir ruh hastasıyım.

geçen gün minibüste eve dönerken bir saat boyunca ab ıb gıbı gibi şeyler dinlediğimi fark ettim. Bi baktım paso şarkıları geçiyorum MP3 playerda. Bir melodiyi takip etmeye takatim yok.

Bir satırını sonuna kadar okumaya...

Dün saçlarım çok uzun geldi. Akşama kadar sadece saç kestirmekten bahsettim. Sadece onu düşündüm. Adam kestikçe kesti. Kısalmış gibi gelmiyo. hala gelmiyo.

Çalışmadığım gibi çalışanlara da mani oluyorum; 1 Temmuzu bekliyorum.

Çıkarken bir jenerik müziğim olabilseydi şu olurdu:

I am a rocket
The power of the system
It's bullet-proof technology
Oh we're going to a new world
Going to a better place

This is just the first step
And everyone will follow me
Hold me up as an example
There's no need to watch my back
'Cause my friends have got it for me

I'm gonna go down in history
As the man who made a difference
Call me egotistical
Well how dare you care you call me selfish
I'm doing this for mankind

'Cause I am a rocket
A child of the motherland
Pioneer for humanity,
I'm a wholesome superhero
For the worldwide society

gıcoluk

bi daha gıcoluk yapma tamam mı?
gıcoluk hiç yakışmaz ki...
tatlılık yapıcaksın tatlılık
TATLILIK!
gıcoluk yapmıcakçınıç.

Pazartesi, Haziran 01, 2009

tik tak tik tak

geri sayım başladı.



(...) teşekkür ederim her şey için. (...)



cam duvarlı odada bambaşka bir pazarlık. "ko ver beni gidem" temalı. 9 ay önce başka bir cam odada "aç kapıyı giriverem" pazarlığı vardı. her yer cam, hiç ışık yok. ne tuhaf...



(...) sorunum ne sizle, ne temsil ettiklerinizle (...)



yalan aslında. temsil ettiğiniz, ettiğimiz şeyler beni benden aldı bir nebze de. ama her şeyin bir usulü, her lafın bir gelişi, her yokuşun bir inişi ve her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardı.



ben yoğurdu nasıl yerdim?



(...) hayır, burada yapamam sanat (...)



yok, her yer peşimde koşmuyor sensiz sanat susuz bir nehir, gel bizle kucaklaşarak sevgi çemberi içinde sanat sepet çember yuvarlan git, diye. ama, burda kayak da yapamam mesela. çünkü burası dağ değil, dağ başı değil.



(...) tamam, yarın yine konuşalım (....)



aslında konuşmayacağız yarın. aslında bugün de konuşmadık. ben söylemem gerekenleri söyledim, siz vermeniz uygun düşen tepkileri verdiniz. ennnn iş kadını mimiklerim, ennnn profesyonel tonlamalarım - yer yer içimde çağlayıp çoşan geyik muhabbetçisinin lakırdılarıyla bölünsede - benim yerime orada oturdu. bir şeyler söyledi.



tıpkı 9 aydır olduğu gibi.



tıpkı 1 ay daha olacağı gibi.



ama hepsi bu.









işsiz ordusunun şanlı neferiyim. önde gideniyim. bayrak sallayanıyım.