Pazar, Ocak 08, 2006



Çok soğuktu hava sabah. eldivenim atkım olmadığı için hayıflandım sokağın başındaki merdivenleri çıkarken. geç de kalmıştım, eve dönüp daha sıkı giyinecek halim yoktu. 59C uzaklaşıyordu ben ardından koşuyordum. şoför bana gülüyordu. ben şoföre sövüyordum. derken vuslata erdim, otobüse bindim. otobüste kitab-ül duvduvani okudum, camdan dışarı baktım, hayal kurdum, gülümsedim. beşiktaş'a gelince indim, vapur yanaşmıştı beklemeden bindim. çılgın gençler atlıolardı, ben bekledim, iskeleden yürüdüm. olgun bayan edaları takındım. halbuki çok neşeliydim, düşmekten korkmasam hop atlardım. çıktım üst kata, soğuk biraz kesilmişti içeride. mis gibi çay kokusu vardı. masalarda boş bir yer buldum, oturdum. çay içerek kitabıma devam ettim. ara sıra kafamı kaldırıp martılara, denize, çiseleyen yağmura baktım. yaşıyorum be dedim. ohh. sonra zeynep fıstığıyla buluştum kadıköy iskelesinde. saçları uzamış. koşa koşa geldi, sarıldı bana. özlemişim seni fıstık, dedi. sevinç doldum. hızlı hızlı konuşacaklarımızın outline'ını yaparak ama katiyen ayrıntılara girmeden barlar sokağına kadar yürüdük. kahve bahane'ye girdik. sigara dumanı vardı bayağıca ama sıcaktı. oturduk. ben sıcak çikolata alıcam, dedi zeynep, çok güzel yapıyorlarmış. ben kuşburnu istedim. cildime, boğazıma güzel bir şey yapıyorum şimdi hmm evet evet şu masada duran sigara paketine de uzanmıyorum ya ya... sıcak çikolata da güzelmiş, neyse ben şuan mutluyum zaten çikolatadan derman aramıyorum. ve derken sohbetler muhabbetler dedikodular. sonra zeynep'ten ikinci bir challenge. ben bi çay içicem, alır mısın? ay ben çayı kahveyi azaltmaya çalışıyorum şekerim, diyeceğim. bir kahkaha çınlatacak, bu olayın ne zaman sürecek özgecim acaba bakışları atacak bana dudaklarını büzerek. hani kafeinsiz yapamazdın sen, diyecek. amaan, ben adaçayı istiyorum zeynepçim. canım çok çekti. cunda'yı özledim. mhhh tam da cunda kokusu vallahi. sıcak sıcak ne güzel geliyor bu kış günü. ve sonra deniz fıstığının gelişi. açım uleeyn doyurun beni, serzenişleri. anılar ki çoğu içki sofralarında kalmış, hayaller ki çoğu yaza dair ve dahi planlar daha yakın zamanlar için. ben tatlıları yaparım, sen dereotlu fesleğenli şeyleri. denizin çok bol, çok beyaz, çok yumuşak kazağı ve zeynep'in çok kolyesi ve hisarüstünde necati'nin çok tatlı gülümsemesi, çok civilizationı çok kitabı, filmi ve erenköyde babamın az rakısı çok kadın isterse'si çok tarçını ve kozyatağında annemin çok cnbc-e'si, çok mumu, çok yumuşaklığı ve mügenin çok doğukanı. mutluyum. bu pazar gecesi.




2 yorum:

Donna Quijote dedi ki...

"cok" geldi. "güzel" geldi. :)

osquée dedi ki...

o sizin güzelliğiniz:)