Cumartesi, Ocak 28, 2006

blog günü ve bir kuaför faciası

sevgilimle saatlerdir (ben kuaförden geldiğimden beri- ki bu da bambaşka bir hikaye) karşılıklı oturuyoruz. laptoplar önümüzde açık. teknolojik işler yapıyoruz. sevgili kendine blog yapıyor (benden öğrendi!) ben de aylardır içimde kalmış sorularla onun dikkatini dağıtıyorum. "şimdi ben simiole gibi nasıl yazarım şunları okuyorum diye sağ tarafa?", "şimdi ben bu tepedeki blogger yazısını nasıl silerim bazılarında yok?", "şimdi başlığın yanına nasıl bir uyuyan güzel resmi koyarım?", "resim koyamıyorum.", "resiiim resiiiim!!!" gibi..

necati kendi işini bitirdiğinde bana da yardım edecekmiş..

çok cici olacağım. çok...

kuaför mevzuuna gelirsek. benden söylemesi, en prestijli yerde dahi olsa, saçınızı aynı gün içerisinde 4 kere boyatmayın! tutmuyorsa, bırakın tutmayı versin. bugün saat 4'te evden çıkarken amacım kızıl saçlarıma azıcık daha kırmızı, azıcık daha mor bir ton vermekti.
böylece postişime daha güzel uyacaktı. işbu amaçla isim vermek gibi olmasın kozyatağı art kuaför'e gittim. önce bir kırmızı ardından bir mor boya yapıldı planlandığı gibi. sonra saçım yıkandı. aynanın karşısına geçtim. ve ne göreyim: kafam bildiğin kahverengi. nasıl oluyor anlamadım. kızıl saça kırmızı ve mor sürüyorsun. kahverengi oluyor. isteyen denesin! velhasıl kelam, dedim "ben böyle çıkmam dışarı, bir daha boyayın." demez olaydım. sorarım kardeşlerim, siz bir kuaför salonunda hiç ağladınız mı? çektiğiniz acıdan gözleriniz kısıldı, soluğunuz kesildi mi hiç? delice yanan saç diplerinize yelpaze yapan adamların arasında kafanızı kaldırdığınızda, çektiğiniz acıdan, saçınızdaki "mağma" rengi boyayı kanayan kafa deriniz sandınız mı? en sonunda dayanamadım bir 15 dakika daha durmam gerekiyordu ama resmen kuaförün çırağına yalvardım: "allah rızası için yıka kafamı. hiçbir şey ummuyorum. ben bittim" diye. neyse lavaboda ağlata inlete bir kat daha mor geçtiler saçımdan. masajlar, bakımlar vs. kuruyunca saçım baktım, geldiğim renkten olsun olsun "bir çırmık" daha canlı olsun. hepsi bu. hala yanmaktayım.
3-4 saatimi ve siyaset bilimine müthiş katkılarda bulunacak pek değerli muhtelif beyin hücrelerim bugün kuaför salonunda zayi oldu. geçmiş olsun.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Bu kadın kuaförlerinin düzgünü işini dürüstçe ve bilerek yapanı yok mu acaba?