Cumartesi, Ocak 07, 2006

anılaaar anılaaar şimdi gözümde canlandılaaar!


efendiiim, gözlerinizden öper, ellerinizden sıkarım. bugün ders çalışabilmek için bilgisayarı tv odasında bırakmıştım göya.. ben de bol bol o odada oturmak zorunda kaldım. tembel tembel tavuklara yem ver! neyse efendicağızıma söyleyeyim, battı balık yan gider. demin yıllar öncesinde kalan bir teknolojiyi anımsayıp eski kasetlerime baktım. hatta iki tanesini seçip baştan sona dinledim. ezginin günlüğü bi de cramberries. nasıl nostaljik, nasıl tuhaf bir tat anlatamam. '99 yılında ekseriyetle dinlerdim ikisini de. yeni skolyoz ameliyat olmuşum. halim harap. bütün gün pentium 75 önünde itiraf com mu dersin artık mirc mı... onun dışında videodan film kasetten müzik. bu animal instict albümü de o zamanlarda çıkmıştı. bir gün orkaköy'e gitmiştik annebabamügeben. ben zar zor yürüyordum, önümden arkamdan beni korumaya çalışıyorlardı. ya sanki o zamanlar ortaköy daha bir güzeldi. uzun yeşil, önden yırtmaçlı bir etek giymiştim. ince bantlı siyah sandaletlerim vardı. uzun uzun saçlarım kızıl kızıl kıvrılıyordu. bir de o zamanlar böyle örme başlıklar modaydı. delik delik takke gibi bir üstü olurdu da saçların üzerinde de örgüler düşerdi. kafama da ondan takmıştım. yaş 14. şimdi düşünüyorum da o zamanlar için bayağı bir süslenmişim. ee insan bütün yaz evde oturunca bi ortaköy gezisi kıymete biniyor tabii. ayy nasıl dolandırdım gene lafı. neyse efendim, adı geçen albümü her zaman o günü hatırlayarak dinliyorum. sırtıma ağrılar giriyor. :) isn't it weird howpeople I feared, all seem worthless now. bir kez kopya çekerken yakalandım hazırlık 2'de bir de (yuh! çabuk kirlenmişim) hoca bağırdı çağırdı ama bir şey olmadı. allaaah ben bütün haftasonu hop oturdum hop kalktım. acaba başıma ne türlü korkunç şeyler gelecekti, ne acayip işkencelere maruz kalacaktım, ne türlü alangirli intikamlar peşinde koşacaktı hocam. bir şey olmadı tabii. bir de aynı sene bir kızla kavga ettim okulda. o zamanlar backstreet boys denir bir grup vardı, biz de metalci olmaya bir kala öyle sarışın çocukların resimlerini biriktirmekteydik. neyse efendim, okuyamadığım halde aldığım bir almanca dergi hediye olarak bir kalp kolye vermişti. böyle madalyon gibi dandik bir şey işte. içinde de bu gençlerden birinin resmi var. meğersem bu bahsi geçen hatunda o çocuğun hayranıymış. bayrak töreni sonrası geldi "takma bu kolyeyi o benim mektup arkadaşım" dedi. hala inanmıyorum ya, saçmalığa bak alla alla sanki tapusunu almış. o zaman da böyle düşünüp çıkarmıycam, dedim. hatta bununla yetinmeyip onun mektup arkadaşlığını geçecek bir formül düşündüm ve ekledim " bu yaz türkiye'ye beni ziyarete gelecek" ulan nasıl attım öyle kendi kendime şaştım kaldım. e bir kere laf ağızdan da çıktı. sonrası rezalet tabii kızla orda bi posta çıkarır mısın, çıkarmaz mısın kavgası yaptıktan sonra bir kaç gün içinde barıştık. şimdi kıza bir backstreet boy nick getirmem lazım yaz tatiline. ara ki bulasın. haftalarca gece yarısı uyanır uyanır bu durumu düşünürdüm. bu yalan nasıl düzeltilir, nasıl rezil olmaktan kurtulurum diye kıvrım kıvrım kıvranırdım. neyse ki o yaz metallica-metallica albümüyle karşılaştık da kıza rahatça "ilgilenmiyorum öyle tiki gruplarla" deyip arkamı dönüp gidebildim. neymiş, kimse için kendimizi üzmüyoruz artık. bugün bi kız gelip vay necati benim mektup arkadaşım zart zurt derse aynen saçını başını yolarım, hiç vakit harcamam. hayat insana çok şey öğretiyor..işte böyle efendicağızım... association benim ellerimden öper. bana müsade. gelirim gene, şu zaman bu zaman .

Hiç yorum yok: