Pazar, Nisan 02, 2006

renkler ve leylekler ve charlie parker

geç uyanmak ve bunu dert etmemek.. bir şeyler okurken pencereyi açmak ve üşümemek.. kuş seslerinin, çocuk seslerinin birbirine karıştığını duymak ve ne kuşlara, ne de çocuklara özenmek.. "kahveyi artık azaltmış"ken -ve belki de daha çok bu yüzden- bir fincan irish creami koklaya tada, keyfine vara vara, uzun uzun içmek.. charlie parker dinlemek.. masanın dağınıklığını bile bir fotoğraf karesi estetiğinde görmek.. locke'tan, hobbes'tan kafamı kaldırıp "birşeyler yazayım" demek.. ve derken ve gülümserken carlie parker dinlemek.. tüm saatlerin akşamüstünü göstermesi.. balkonda oturmak, askılı bluzla hani.. bahar dalları falan.. ve renkler ve ışık.. saksafon hani.. bir martıyı takip ederken gökyüzünde, birden, çok daha yukarılarda sanki kayar gibi uçan 3 tane leylek görmek..

[ve ben zaten hiç kaçırmazdım gelişlerini demek. yıllarca her bahar izledim, hep öpücüklerimi gönderdim, iyi ki geldiniz, iyi ki havada gördüm sizi, bu yaz kanatlarınıza takılıp gezeceğim dedim, demek. sonra iki yıl göremedim ve tek suçlu okuldur dedim, demek. sonra bu bahar bir kaç hafta önce yaban kazlarını takip etmişken havada şimdi bu öncü üç leylek ve bir kaç dakika sonra çok daha kalabalık bir grup, öbek öbek, daire daire.
]


fotoğraf makinam burada değil şimdi ama tüm geçit töreni gözbebeklerimin gerisinde hapis. eski baharlarda olduğu gibi. yeni baharlarda olacağı gibi. bir yerlerde bumbum bas, kadife kadife saksafon.

3 yorum:

osquée dedi ki...

ohoo bizim hanım nöbete değil internet cafeye gitmiş belli. işin yok mu kızım senin?!
toplıycam anne yaaa, bak arkadaşlarıma rezil oluyorum :Pp

elckish dedi ki...

pekiy ben bi türlü göremediğim için mi şişe gibi oturuyorum her daim?..

elckish dedi ki...

özge niye yazmıyosun.