Cuma, Mart 03, 2006

oyun-baz

anladığım kadarıyla böyle zevkli bir oyun var blog yazarları arasında. simiole hanım benim de penceremin altında iki yana sallanarak söylemiş şarkıyı "ööö-ske pa-bu-cu yarım çık dı-şa-rı-ya oy-nayalım". ben zaten çok severim böyle şeyler, "sor anlatayım" insanıyım biraz, biraz da "anne resim çizicem ne çiziim?" insanı. şimdi cd player da ayşe tütüncü, tütsülükte ylang ylang, yanımda bir bardak demli çay, başlıyorum cevaplarıma.

yaptığım 4 iş:
1. palyaçoluk (orta okuldaydık, altıyolda tabelayı gördük "palyaço fan club" diye, zıpır ve çılgın olduğumuz için hemen gittik kayıt olduk. bir kere çalıştım kırmızı burnum ve pembe saçlarımla. onca itilme kakılma ve çekiştirilme sonucu pek sevdiğim çocuklardan nefret ederek. sonra yeniden aradılar, "artık ekibimle çalışmak istiyorum" dedim, bir daha aramadılar :) )
2. çocuklar için tiyatro kursunda asistan hocalık (bu da bir nevi daha kibar palyaçoluk aslında. ama maaş yerine caféde bol bol çay içiyorsun!)
3. hippi kuzenin incik boncuk tezgahına yardım (siz yapabilir misiniz minnacık boncuklardan anarşi, peace vs? ya da gölköy sahilde herkesin sere sepre yatıp tezgahımıza kayıtsız kalmasına kızarken deprem yüzünden herkesin ayaklanmasına "ben sebep oldum" diyebilir misiniz?)
4. büyük konserler (rolling stones, led zeppelin, deep purple vs) öncesi korsan kaset, cd pazarlamacılığı (evet, o zamanlar kaset de dinleniyordu ve benim oldukça iyi bir heavy metal, hard rock arşivim vardı, ne yapayım yani!?)

en sevdiğim 4 film
1. virgin spring
2. waking life
3. amélie
4. through a glass darkly

(ya bu çok yalan oldu galiba, ilk aklıma gelen dördünü paldır küldür yazdım. benim sevgilim sinemacıdır. biz çok bi çok film izliyoruz. en sevdiklerimi seçmek zor. mesela necati'nin de favorisi olan "piyano piyano bacaksız" var, mesela herkesin favorisi olan "persona" var, l'appartement, anlat istanbul, bütün emir kusturica filmleri, boş ev, bütün kemal sunal'lı adile naşit'li, hulusi kentmen'li filmler vs vs. )

yaşadığım 2 yer
1. çanakkale (bebitoyken, annem mecburi hizmetteyken. çok garip bir şey 2 yaşıma kadar oradaydım ama bazen rüyalarımda görüyorum sokakları, evimizi.)
2. istanbul

izlediğim 4 tv programı
(utanmıyorum)
1. bütün kadının sesiler, evlilik evleri, sır dünyası, gönül kapısı gibi saçma programlar
2. tv makinası
3. denk geldiğimde sinema ve edebiyat programları
4. cnbc-e (ecnebice diye okunur, sevgilim diyo) dizileri.

tatil için gittiğim 4 yer
1. cunda, bodrum
2. marmaris
3. olimpos-kelebekler-kaş turu (umarım bir gün trio bölünmeden)
4. alanya (zeynep-melike hanımlar)
(bir de geçen yaz marmara adası'na gitmiştik annemle. kendimi, ancak iki namaz arası seyahat edilen eski istanbul'da bir genç hanım gibi hissetmiştim deniz otobüsüyle yapılan yolculukta, soğukça denizi, adaçayı kokan çay bahçesini falan çok sevmiştim)
(bir de londra, cannes, kudüs gibi 1er 2şer kez gidilen ama çok sevilen yerler var tabii.)

en sevdiğim 4 yiyecek
1. çupra, levrek, lüfer yanında mevsim sebzeli salata, helva
2. çikolatalı sufle, yılda bir kez cup griye
3. mercimekli bulgur pilavı, hint pilavı, meyhane plavı, şehriyeli tereyağlı pirinç pilavı
4. danish chiken

hemen şimdi olmak istediğim dört yer
(ama hava şartları vs optimum olacak!)
1. 2 yaz önce annemügeben bulduğumuz dalyandaki o koy, dere kenarındaki gözlemeci
2. reggea bar-kaş (annem keşfetti, triomu mest etti.)
3. ara café, koyukahve (babamla)
4. istinye'deki çay bahçesi (sevgiliyle akşamüstü-bisikletli)
(katiyen study, kütüphane hatta hatta birazdan gireceğim 20th century classical music bile değil. çay güzel, müzik güzel, burası da olur...)

şimdi benim sayfamı kimse okumadığı için sobelemem zor olacak. ama doktor civanıma, elck'e ve zapoi'ye uzatıyorum mikrofonu.

3 yorum:

celibon dedi ki...

istinye'deki çay bahçesini merak ettim. oralarda oturuorum ama yeri çıkaramadım :))
bilsem de sevgilimle gitsem :P

osquée dedi ki...

ya yok mu hani deniz otobüslerinin yanında? böyle kompile köprü manzaralı. büyük bir yer.

Adsız dedi ki...

geçmiş zaman olur ki cihana bedel demişti bu papatya narinliğinde, atlantisin çıkarılmamış incisi değerindeki kuzen. hatırladım tezgahımızı.. boncuk boncuk alınterli cicilerimizi.. secret garden çello fısıldıyor kulağıma tesadüf mü? şunu öğrendim ki 27 yılımda, dünya sizin oyuncağınızdır, oynayınız!

pelyn