Pazar, Mart 26, 2006

hasan ali toptaş - gölgesizler

hasan ali toptaş'ın 94'te yayınlanıp yunus nadi roman ödülünü alan kitabı gölgesizler. gölgelerini cebine koyup toz olanların hikayesini anlatıyor. bir köy, köyün muhtarı, bekçisi, berberi, kaybolan insanları. delileri. rüya, oyun, masal gibi bir yerlerde duruyor yine. hayatın toz uçuculuğundaki tadını, derisi kendisine dar gelen insanlarla, daha doğrusu o insanların boşluğuyla anlatıyor. kent ve kent, tüm karakterler iç içe giriyor, birbirlerinin rollerini oynuyorlar. bu benim h. a. toptaş'tan okuduğum 3. roman, daha önce bin hüzünlü haz, sonsuzluğa nokta, ve şiirlerini okumuştum. tam ifade edemeyeceğim -belki de hiç edilmemeli- ortak noktalar var yazdığı her satırda. bir yokluk, bir boşluk, arayış, bulamayış, ya da unutuş, ya da kendi bildiğini okuyucudan saklayarak yaratılan bir göğüs darlığı..

herkes okumalı, herkes!


[ps. bin hüzünlü haz için de şöyle bir şeyler yazmıştım daha önce, onu da iliştireyim:
doğu ve batı masalları, yikik dokuk cagdas hikayeler, boz bulanik bir hava icinde olabilirliklere tutuna tutuna surdurdugu arayista bir anlamda tam da roman sanatinin kendisini sorgulayan eser. yazarin degimiyle 'hikayesini ve kahramanini arayan' bin huzunlu haz, dilin sinirlarinda dolasirken kaniksanmis gerceklik anlayisini zorlar ve anlatisinda olaganustu hicbir yani yokmuscasina akarken yer yer kafka'ya yaklasir. karanliktir. guzeldir.]

Hiç yorum yok: