Çarşamba, Haziran 21, 2006

cunda

zeytinyağı= güzellik + sağlık = ayvalık

fasıl bitti. yorgunluklar bitti. yollar başladı. çoğu uykulu, azı romanlı. sonra yollar bitti, cunda başladı.

çok yazasım vardı. ama galiba geçti. çok konuşasım vardı; çoğu bitti, azı kaldı. dinleyecek varsa beri gelsin. yoksa herkes bassın gitsin.
bu gece de yazmassam biliyorum, kalacak. unutulacak. unutmak değil, biriktirmek değil mi didi? işe yaramasa da..

işte cunda. hani bir zamanlar vardı, o kadar küçüktük ki kiraz yerken yanaklarımız şişerdi. bir kirazdan küçüktük yani, düğme gibi. öyle oldu. baktım kiraz normal, ben normal. demek ki, neymiş, çocuk kalmış. biraz öyleydi işte.

gece erken yatılırdı. yorulmuş olurdu insan. "erken yatarım, erken kalkarım" bir şarkı vardı. bol bol erken yatıldı ama kalkılamadı pek: boğaziçi yormuş adamı. öyleydi biraz da.

yokuş çok dikti, çok uzundu bir zamanlar. pek o kadar değilmiş dendi. her gün inildi çıkıldı, denizde "sayı" yapıldı. hele bir gün kimseler yokken, deniz sadece benimken uzun uzun, mutlu mutlu yüzüldü. su soğuktu, hava sıcak. yengeç vardı.

tilki vardı, ağaçkakan vardı, yılan vardı. saksağan yavrusunu besledi, sabah erkenden klasik müzik eşliğinde kuş sesleri dinlendi. kuşların kuyrukları, uçuşları, yuvaları birbirinden ayrıldı.

eşek vardı. keçi vardı. keçi sütü, keçi peyniri, hayteliye. keçi peyniri ve deniz börülcesiyle içilen rakı. ateşte oğlak etiyle içilen şarap. dedeyle karşılıklı.

hayteliye ye ye. sakızlı, üzümsulu, zeytinyağlı kurabiye, ki bir orda var galiba. medea'yla nescafe, çay.

bahçelerde domates, biber, çilek! bağları budamak vardı bir akşam üstü. toprağa dokunmak. sanki her şeyi toprakta bırakmak. dalından koparmak. dalından kopmak, kopmamak.

balkonda yoga, kuzenin tavsiyesi üzerine. önünde sere serpe deniz, sağda solda dal dal, yeşil yeşil "delice, delice" zeytin. çok sevdiğim salonumdan da güzel.

taş kahvenin orda gezinti vardı birde. yolda her şeylerden yenilirdi. artık daha değerli gibi mide. orta kahve, ada çayı, tost. her yerde amcalar. amcalardan oluşan, amcalara dönüşen, amca suretinde bir köy. ve bir anekdot: gürcistanda yabancılara akrabalık belirten sözcüklerle yaklaşılmıyor. ve burası türkiye, herkes amca, teyze...

ve şimdi istanbul, yeniden. eskisinden daha da güzel, ki istanbul her zaman güzel. ama bakıyorum da, orada kalan, yazılmıyor uzaktan.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

cunda.bir inşaat temeli............82
cunda.balkon kapısı kapanıyo...86
cunda.mavi pembe..................88
cunda .güneşte ısınan su.........??
cunda.depremde doğum yapan köpekçik,sokakta peşe takılan köpekçik,tostçu amca,havuzda çarpılan burun,ayağa batan deniz kestanesi,motor turu arkadaşları,bahçede taşınan kaplumbağa,aranan çilek ağacı,tepede uçurtma,....cunda.özlenen ,nefret edilen,cunda..gençliğim hayallerim ...tam dilimin uCUNDA...