Salı, Mayıs 23, 2006

şekilperver kraliçe

dikkat dikkat! medeniyetimiz büyük tehlike altında!

uğruna canların verildiği, tarihlerin yazıldığı, senfonilerin bestelendiği, ve dahi kıvanç sebebimiz, insanlığımız, biz... kurduğumuz yapılar, ilişkiler, iktisadımız, düzenimiz, geleneklerimiz... hepsine meydan okuyorlar. yüzyıllardır inşa ettiklerimizi yıkıp geçiyorlar. o kadar korunaklı sandığımız yaşamlarımızın ne denli tehdide açık olduğunu, ne kadar kolay yıkılabileceğini, delinebileceğini, evet bizim yaralanabilir olduğumuzu haykırıyorlar yüzümüze.

onlar: böcekler!

yüzlerce karınca, kanatlı örümcekler, çiyanlar... evimin yaratıkları. zaman içerisinde habitatımızdaki güç dengesini kendi leyhlerine çeviren, 100'ünü öldürdüğümde 1000 tanesi tezgahın üzerinde peydah olan, bu sabah elimde elektrik süpürgesiyle "pes! siz kazandınız, evrenimizin hakimi sizlersiniz!" dememe neden olan iğrenç, küçük haşereler.

o çirkin, bacak bacak vücutlarını, koca koca antenlerini, damar damar kanatlarını değil elbet, ama sanırım bu inanılmaz güçlerini kıskanıyorum bir yandan. temizleyip durduğun mutfağın içine ederim, deyişlerini; ben buralarda uçarken tuvalete biraz zor girersin, imalarını; işte bak her yanımdan bacak fışkırıyor, kaşın dur şimdi kıçımın homo sapiensi, alaylarını... o zaman ben de bir parça böcek olmak istiyorum.

[yoo katiyen kafkaesk bir şey yok burda. çok daha yüzeysel benim böcekliğim.]

okul yokuşlarında önüm sıra giden kızın sarı boyalı kafasına çantamı dannn diye geçirmek gibi, mesela. dönüp eli kafasında, n'oluyorsun yahu?, dediğinde eşek gibi sırıtıp basıp gitmek.

[haşa, kimsede paradigma kayması yaratacak kifayetim yok. zaten, ulu orta osuran-sıçan-kusmuğunu yiyen gençler popüler müzik kanallarında çokça izlenilirken, hatta her türlü köpekleşme tam teşekküllü bir biçimde normalleştirilip kanıksanırken benim proto-uyumsuz tavrımın farkına bile
varılmaz. ya temiz bir dayak yerim, ya iyi bir alay konusu olurum.]

yine de duvara karşıda dayak yedikçe kalkıp küfreden sibel kekilli gibi; zehirlenerek, ezilerek, süpürülerek soykırıma uğradıkça sanki küllerinden hayat bulan evimin karıncaları gibi... nedense bugün böcekleşmek istedim ben. öyle, maksat şekil olsun. :)

2 yorum:

elckish dedi ki...

hadi canım..
olsan olsan kelebek olursun, o da pembelisinden:)

Adsız dedi ki...

karınca ilacı getiriyim de yarın işi çözelim,