Salı, Ekim 25, 2005

istemeden


yazmayacağım dedim ama tutamıyorum dilimi. bu da benim içimi dökme biçimim oldu ne yapalım? kimse dinlemek istemiyorsa artık (çünkü anlatmışsan 1500 kere) anonime anlatırsın derdini.
yahu ben bıktım bıktım bıktım! şaka değil bu ya, şımarıklık değil!
içim gene kapkaranlık. şaçma dahi olsa bu kadar yemem bitirmem kendimi böyle bir gerçek var ortada- kötüyüm! kötü oluyorum sık sık. bunun mantıki sorgulamasını yapacak mecalim yok şuan. iyileşince geçer, geçince oturur düşünürüm fazla mı abarttım diye. Ama insaf! 3 senem var daha. 3x365= 1095 gün yanlış hesaplamadıysam. 1095! iki yaz var onu çıkar. ne eder? 1095-180= 915 her üç günde bir ağlıyorsam böl üçe- ne eder? = 305 ahanda ilk okul numaram. 305 kere daha ağlayınca mezun edecekler beni okuldan.
ben hepsini toptan ağlasam bi kolaylık yapılamaz mı acaba?
hayatımın hiçbir evresinde bu kadar berbat bir halde olmamıştım. üstelik sevgiliyle yaşıyorum. bir sürü olanak fln var. ama karşısındaki güç öyle büyük ki... hayatımın belki de en güzel geçmesi gereken zamanlarını yiyip bitiriyorum. kriz geçirirken titreye titreye ölücem.
ne der atalarımız: je ne veux pas, je ne peux pas...
hayallerimden ne kadar uzak yaşamım. ne kadar uzak ben.. neler umarken zamanında böyle sığ sularda boğulmak varmış kaderde. birazdan giyinecem bir yokuş çıkıcam iki yokuş inicem. istanbulun en güzel manzarası gene midemi bulandıracak. önümden geçen insanların gözlerini oymak, saçlarını yolmak, dişlerini sökmek, kollarını kırmak gibi fanteziler üreterek yoluma devam edicem. yokuş birden dikleşip birden bitecek mithat alamın önünde. ordan şöööle saltolu karşı kaldırıma geçicem. yürürken zart diye atsam kendimi aşağıya diye hayal kurucam. buna biraz gülümsiycem. yoluma devam edicem meydan da bulantım aniden artıcak. nefesimi tutup aşiyana doğru uzanıcam. yokuşlar inicem yine kıvrıla kıvrıla. bümede giricem. çok değişik varlıklarla karşılaşıcam orda. çok acayip sesler duyucam. öfkem ve bulantım şaşkınlığa dönüşecek affalamış halde soyunma odasına giricem. geç kalmış olucam klasik, giyinip hali hazırda başlamış bulunan latin dersine giricem. arka taraflarda kendime yer bulmaya çalışıcam olmayacak. önde durucam. sonra ders bitecek tekrar soyunma odasına girilecek orda "bitmek tükenmek bitmeyen lanet sepeti" olacak onların. küçük kafalar küçük kafaları çekiştirecek. sinir içinde çıkıp gidicem. ordan political thought dersine. geç kalmış olucam kapının yanına oturucam. sidarı ensesinden bıçaklamak volkanı yakmak hayalleri kurucam o sırada insanları görmezden duymazdan gelmek için ilginç yöntemler bulmaya çalışıcam. gene batı batıverecekler böğrüme. ayşen bilgen yüzüme gene o anlayışlı endişeli new yorklu genç kadın edalarıyla bakacak. bir anda ayağa kalkıp ebenin amuuuu diye bağırmak isteyeceğim. sonra yaklaşık 15 kez saate bakınca ders bitecek. yokuşlar çıkılacak yokuşlar inilecek. eve girilecek. günün bütün iğrençliği üstüne bastığım sakız gibi bana yapışmış olacak. çekicem çıkmayacak. yüzüm asılacak sevgili üzülecek.... bitsin artık bu çileee aaaaaaaa çekemem bile bileeeee aaaaaaaa bitsin artık bu çççiileee aaaaaaaaa çekemem bile bileeeee aaa aaa aaa a benim ağzıma sıçtın. benim ağzıma sıçtın. ALLAH BELANI VERSİN!!! da da da da - da da da da

Hiç yorum yok: