Pazar, Mart 24, 2013

Başarısızlıktan Tırsıp Daha Azıyla Yetinmek


Cillops gibi diplomayı bardak dolabına kaldırıp korpırıt dünyanın kıyısında  konuşlanmaya çalışmam yanlış verilmiş bir karar değildi. Karar bile değildi. Bu durumun bilimsel adı "başarısızlıktan tırsıp daha azıyla yetinme güdüsü".

Dershane etüdünün, okunmuş şekerin gücüyle yüksek notlar alırken çekingenliğinden ve ezikliğinden asla taviz vermeyenler arasında çok sık görülen bir durum bu. Her sınavdan sonra "off çok kötü geçti, kesin sıçtım" diyen, sonra 95 alan gıcık arkadaşınız var ya, o düşündüğünüz gibi uyuz bir inek değil. Sadece başarısızlıktan korkuyor ve rekabete girmek istemiyor. Ben yapamam, deyip çıkıyor işin içinden.

Bazı durumlarda "ben yapamam"dan "ben istemiyorum"a geçiliyor - ki bu safha son derece tehlikeli. Çünkü bir zaman sonra insan gerçekten ne isteyip ne istemediğini de anlayamıyor. Bu şaka değil, gerçekten de bu hayattan beklentimin evde oturup doğurmak olduğuna kalben inandığım zamanlar oldu benim. Ve kendimi son derece samimi, pek Zen buldum.

Sonrasında, "aslında doktora yapmak istemediğini, asıl istediğinin YADYOK'ta İngilizce öğretmek olduğunu" söyleyen çok zeki ve kültürlü arkadaşımın durumu bende bir paradigma kaymasına sebep oldu.

Oysa biz öyle Zen tipler değiliz. Başarısız olma durumundan ne kadar tırsıyorsak, başarılı olmama halinden de aynı derecede rahatsızız. Siz Facebook'ta terfilerinizi, yeni yayınlanan makalelerinizi falan paylaşıyorsunuz ya, sessizce kıskanç gözlerle izliyoruz sizi. Her adımınızı nazarlıyoruz.

İşte bu yüzden kendimi akıllı ve becerikli ve başarılı hissetmek için bir plan yaptım. Sükunetle, azimle izliyorum. Şimdi büssürü şeyler okuyup büssürü sınavlara gireceğim. Maya silgim, post-itlerim, 0.7 ucum olacak.

Çohoş değil mi?

Hey wait a minute! Bu da bir BTDAY atağı!




1 yorum:

gogo dedi ki...

geri döndü! oley!