Cumartesi, Eylül 09, 2006

h a y a t


hayat insanı yalnız bırakıyor bazen yabancı bir şehrin kargacık burgacık sokaklarında; kent devleşirken insan küçücük oluveriyor o an. öyle küçülüyor ki, bedeninden yoksun duyuyor adeta kendini. "hayalet" oluyor işte o yüzden. kanalların köprülerin üzerinden uçuyorum, dedirtiyor hayat bazen insana.
bana okuyor acılarını. karşımda mindere oturmuş, ara sıra sesi titriyor. hüzünlü günleri hızlı geçiyor okurken. komik anılara varmak istiyor bir an önce.

o yalnızlığı iyi biliyorum ben. çölün ortasında. bırakılmışlığı. hatırlıyorum. 14 yaşında oluveriyorum kırmızı minderin üzerinde. içim sıkılıyor. o günlerin, o sokakların, o cehennem sıcağının geçmiş bitmiş olması, böyle çok nadiren başımın üzerinde ileri geri sallanan hayallere dönmüşlüğü beni memnun ediyor. her şey güzel olacak demek istiyorum ona. ben varım. sevgili var. diyemiyorum galiba. lagaluga saçmalıyorum. ilgimi, sevgimi, yakınlığımı gösteremediğimi fark ediyorum.

dolaşmaya çıkmışken sevgili arıyor. dışarı çıkalım bu akşam diyor. hemen gidip hazırlanıyoruz. yine bulutları dağıtmaya yardım ediyor. eğleniyoruz akşam. dans ediyoruz. bağıra bağıra şarkı söylüyoruz. oryantal oryantal kıvırıyoruz. çakkıdı çakkıdı oynuyoruz. tango yapıyoruz. lirik dans bile yapıyoruz.

yalnızlık paylaşılır diyorum içimden bir şeyler diyebilecek anlarımda. onları yanımda görmek, mutlu görmek iyi geliyor bana. böyle işte.

ve sana. gözlerine bakıyorum, daima.


1 yorum:

Adsız dedi ki...

özgecik
ne desem ki..

sen varsın...
hep ol istiyorum..
hep minderinde oturup bişiler okuyayım sana..
sen laga ve de luga yapsanda bana..
bilmiyor musun ki sözcükler..
ağzımızdan değil de
yüreğimizden kopan sözcükler
dile gelmeden
gözlerimize akıyor...
anlamları harflerin içinde kaybolmuyor..

sen varsın
hep ol istiyorum..
laga ve luga da bizimle olsun hep
yalnızlıklarımız
hüznümüz
ve martı
ve karanfilli çay
ve lila downs
ve kırmızı minder..

çok mu şey istiyorum:)