Cumartesi, Temmuz 03, 2010

Babacım hava karardı.

Ogilvy'deki son etkinliğimde yelken yapan ama denizi görmeyen, suyun sesini duymayan çocuklarla tanıştım.

Bir hafta kadar önce ben de ilk defa yelkeni denemiştim. Keşif gezisinde toplantıdan sonra bir jest olarak bizleri yelkenle denize çıkardılar. Pek bir şey yapmadım tabii, yelken bir tarafa devrilince öteki yana yattım, iki tane ipi saldım gerdim talimat alınca... o kadar.

Kolay değildi ama. Hep sordum sonra, görmeden nasıl olur diye.



Etkinlik günü çocuklar geldi. Sponsor logolu tişörtlerini giydiler. Antrenörlerinin ya da bizim ellerimizi tutarak kumsala yürüdüler. Sonra ben basını alıp geldim, yarış bitmişti. Kupalarını aldılar. Sonra görüntü almak için onları tekrar denize çıkardık. Sonra röportaj yapmak için kumsalda dizdik. Aileleri de yanlarında ellerini tutuyordu. Sonra donuk mavi gözleri görmeden güneşe bakan ince esmer bir çocuk "babacım hava karardı" dedi, babası da "bulut geldi ondan, daha gündüz" dedi.

Sonra da haber ajansına gidip montaj yaptık.

Hiç yorum yok: