Pazartesi, Mart 31, 2008
Cuma, Mart 28, 2008
New Castle-İstanbul
hayat güzel ya.. çiçekler falan. insanlar. performanslar.
carole, ilana, özge, sally, paul, david
carole luby geldi gene. görünürlükte hayran kalmıştık ya hani. new castle sanatçıları olarak geldiler bu sefer 5 kişi. çok sevdim ben onları. kendilerini de, işlerini de. ama sanat uzun hayat kısa ya... bir daha görüşür müyüz, meçhul. böyle anlık kesişince yollar, o anlar çok kıymetli oluyor tabii. merak ediyoruz gerçekten, soruyoruz, dinliyoruz. yiyoruz, içiyoruz, iş yapıyoruz, çiş yapıyoruz. vakit geleyor, gideyorlar.
geride boşlukta sallanan yuvarlanan sesler, gövdeler kalıyor.
performansım, performanssın, performanslar..
bir haftadır hayatımın çok dışındayım ben. okula uğramıyorum. pek dans da etmiyorum. yerine katlı otoparkların üst katında minimal hareketler izliyorum mesela. hava çok beyaz oluyor. her şey ve herkes rakı gibi. anımdan memnunum. hatta mutluyum. sıkıntım, hep bir geçiş olduğu hissiyle yaşamam. yani bu günler bitecek, döpiyesli kadın olucam gibi. yoksa böyleyken iyi. dokanmayın.
iki gün kaldı: lior, jacov, maya, fernando ve tuğçe tuna. yarın akşam parti yapçaz. sonra yaşamlarımıza dönceeez
Çarşamba, Mart 19, 2008
Düş Sokağı Sakinleri
15 yaşım. mor bağcıklı converselerim. megabasslı walkmanim. ve düş sokağı sakinleri... sizsiniz bugün ağız tadıyla bir peace and conflict paperı yazamamamın suçlusu. ne biçim bir nesil olduk biz söyle içine yandığımın, durup durup hüzünlenen, hüznünden selim ışıklar çıkaran. hep başka bir yerde olmayı arzulayan ama yürüyecek mecali olmayan.
uçmayınca hayatlar bölünür
bölününce uykularda ölünür
bu halet-i ruhiye bizi bitirir dostlar. artık ne sürdürülebilir kalkınma, ne avrupa birliği uyum süreci. anca pencereden martılara bakılır ve sıfatları edatları fiilleri birbirine karışmış cümleler kurulur. çok mavi soruyorum bugün, falan dersin. sigara içmek istersin.
bi de ne yapıyor bu gençler diye merak ettim 10 sene sonra onları dinlerken. dussokagi.org diye bir adres buldum. resmen ayrılmış bunlar ya.. ikisinin ayrı albümleri, konserleri falan oluyormuş. değiş dünya değiş, sen bana bakma. ben kendi kendime içerlenirim.
Salı, Mart 18, 2008
Özge heyecan kafalı bir küçük kızdır.
Hala heyecanlanacak bir şeyler bulmaktadır. İlias'ın işinde dans edeceği için tadından yenmemektedir bugün.
Neredeyse sevinçten yuvarlanarak yokuş yokuş ızdırapları inerken şöyle demiştir içinden -- ya da dışından farkında olmayarak:
evet ya, hiç döpiyesli topuzlu kadın olmayacağım ben. hep çocuk gibi mosmor olacak bacaklarım, sırtım. hep yaz, hep çilek...
Neredeyse sevinçten yuvarlanarak yokuş yokuş ızdırapları inerken şöyle demiştir içinden -- ya da dışından farkında olmayarak:
evet ya, hiç döpiyesli topuzlu kadın olmayacağım ben. hep çocuk gibi mosmor olacak bacaklarım, sırtım. hep yaz, hep çilek...
Pazar, Mart 16, 2008
Cumartesi, Mart 08, 2008
4 sene önce
ne güzel mezun olmuştuk. ben çok kabarık etekli elbise giymiştim. ama evrim bolero ceketi, şapkası ve bastonuyla beni geçmişti. saçım sarıydı, evvelinde melikeyle çeşmeye güneşlenme tatiline gitmiştik. pek bi bronzduk. didem ve tuğba temalı giyinmişti. fırat ve hasan, kemal mert ve sencer, melike ve zeynep pişti olmuştu. fatma'nın ayakkabısının bağı kopmuştu. pek çok başka bağlar da kopuyordu ve bu bize hiç koymuyordu.
3 ay sonra gene mezun olucam. ne garip! artık hiç mezuniyetim olmayacak.
3 ay sonra gene mezun olucam. ne garip! artık hiç mezuniyetim olmayacak.
Çarşamba, Mart 05, 2008
topi hala bizde
Ona bakıyorum ve şöyle düşünüyorum: benim bir anlık kararım olmasaydı - osmana gelen eş teklifi ve benim bunu uygun görmem- o şimdi olmayacaktı. Çenesinin altına dokunduğumda hemen mırlamaya başlıyor. Torbanın içine girip çıkmaktan hoşlanıyor. Kendince eğlenceleri, mutlulukları falan var. Şimdi var ya, olmasaydı nasıl olacaktı anlamak çok zor. "Ya ben niye olmuyorum?!" diye miyavlamayacak mıydı 1+1 triplex evin kavramsal katında?...
Peki.. iyi mi yaptım ki ben???
ama yok ya yaşam her türlü yaşamsızlıktan daha iyi. di mi?
Salı, Mart 04, 2008
Pazar, Mart 02, 2008
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)