Cuma, Ağustos 04, 2006

postmodern masal


İşbu hikayet Kraliçenin akıllara durgunluk veren düşüşünün resmi ve cismi belgesidir.

Evvel zaman içinde kambur saman içinde, develer tellal iken pireler berber iken herkes birbirinin tahtını tangur tungur sallar iken, ülkelerin birinde hali vakti yerinde hem işinde gücünde bilhassa pek bir şahane az çok yalnız ve bir o kadar da şanssız bir kraliçe yaşarmış.
Ne kralı ne krallığı ne tacı.. hükümranlığını ilan eden sırf kendi inadı. Velhasıl öyle kendi halinde sürer gidermiş saltanatı…
Bir gün çamaşır asarken balkonda gerili ipe, bir ses duymuş. Maymundan geliyormuş ya en harikulade insan bile, içgüdüleriyle irkilmiş, dengesini kaybetmiş. Düşmüş, ölmüş.
Gökten üç elma düşmüş. Biri kraliçenin biri doğan görünümlü şahininde bangır bangır arabesk çalan kirli sakallı beyaz atlı prens ve hatta damat adayının biri bu masala tüm inananların başına.
Fin.


Özgecik
Dorm, haziran ’05

Hiç yorum yok: