Perşembe, Temmuz 28, 2005

mutsuzluğa meraklı


bisiklet aldık. bisikletlerimiz sarı kırmız.ı
fındık kıskacı gördük. fındık kıskacından korktum.
anadolu kavağına gittik. çok sıcaktı. çay içtik. dondurma yedik. kocamandı. üzerinde çikolata ve fındık koydurduk.
yüzen bir köpek vardı. ona biraz güldük ve bir süre seyrettik.
bisiklete bindik. çaybahçesine gittik. bisikletlerimizin kilidi yoktu. çaldırmaktan biraz korktuk. ben türk kahvesi içtim. necati de çay içti. ama yanımda sigaram yoktu.
eve döndüğümüzde başım ağrıyordu. odama gittim. ağrı kesici içtim. geçmedi. bekledim. türkü çalıyordu. türkücünün sesi kötüydü. ben de tuttum ağrılı siğil gibi kökünden kestim attım kafamı.
birazcık olsun rahatlamış oturuyordum ki sevgilim geldi. bana kızdı. kafamı yerden aldı. japonla geri yapıştırdı. bana "mutsuzluğa meraklı" dedi.

Hiç yorum yok: