Eh ama ben bıktım artık bu bipolar salınımlardan. Şimdi fuar geçti ya. Niye bu kadar güzel hayat?! Renkler, kokular, uçuşan polenler... Fulya'ya inerken deniz görünürmüş a dostlar! Ve, Özge fark etmemiş bunu 9 aydır. Şimdi hemen Fransızca kitapları açılır, mücella eve döner, sabah tütsü yakıp yoga yapılır. Utanmasam oturur mini mini laptopumda roman yazarım. Bunu yaparım!
3 hafta öncesi ise kayıtlara geçmiş (bkz. bundan önceki 5-6 post)... takke düşmüş, kel görünmüş.
Ama böyle yaşanmaz, vallah billah yaşanmaz. Manyak oldum iyice.
Pazartesi, Mayıs 25, 2009
Didem ve Tuba.
Kadıköy'de oturan iki arkadaştır. Kadıköy artık evimle aynı yakada bir semttir. Gece 10da otobüsle 10 dakika sürer ev yolu.
Didem ve Tuba benim liseden arkadaşlarımdır. Kendileriyle Kadıköy'de oturup çay içilebilir.
E be Özge, ne diye içmedin öyleyse bunca ay?
Didem ve Tuba benim liseden arkadaşlarımdır. Kendileriyle Kadıköy'de oturup çay içilebilir.
E be Özge, ne diye içmedin öyleyse bunca ay?
Cuma, Mayıs 22, 2009
mavi dans
artık teşvikiyede. inanılır gibi değil ama 8 ay sonra ben de yine ordayım. ama dizlerim diz değil, kollarım kol...
Pazar, Mayıs 03, 2009
Arkadaşlar, Dostlar, Romalılar...!
An itibariyle iş hayatında 8 ayını doldurmuş ve bir haftaya resmen "fuarcı" olacak biri var karşınızda. Heyetler meyetler getirecek, onlara forum zorum yapacak biri.
Ne acı değil mi?
Halbuki böyle anlaşmamıştık biz. Dün Ömer Hoca ile konuşurken de içim kıyıldı. nasıl oluyor o öyle inşaat mı? inşaat malzemesi mi? ay hiç ilgi alanıma girmez... Sanki benim girer allahım yerabbim.
Neyse, sanırım bu da geçecek. Gönülden inanıyorum buna. Bir zaman sonra hepsini unutacağım. O uyuz insanları da, o saçma sapan işleri de... Bir daha rüyalarıma da girmeyecekler, kabuslarıma da. Hepsi geride kalacak. İnanıyorum.
Sonra kaybolan beyinsel fonksiyonlarımı bulup çıkaracağım. Hayatımı, yine, bir şekilde, sevdiğim, özlediğim hayatıma çevireceğim. Yine bahar ilk bana gelecek, ve baharın o minik kokularını ayırt edebileceğim.
Ne acı değil mi?
Halbuki böyle anlaşmamıştık biz. Dün Ömer Hoca ile konuşurken de içim kıyıldı. nasıl oluyor o öyle inşaat mı? inşaat malzemesi mi? ay hiç ilgi alanıma girmez... Sanki benim girer allahım yerabbim.
Neyse, sanırım bu da geçecek. Gönülden inanıyorum buna. Bir zaman sonra hepsini unutacağım. O uyuz insanları da, o saçma sapan işleri de... Bir daha rüyalarıma da girmeyecekler, kabuslarıma da. Hepsi geride kalacak. İnanıyorum.
Sonra kaybolan beyinsel fonksiyonlarımı bulup çıkaracağım. Hayatımı, yine, bir şekilde, sevdiğim, özlediğim hayatıma çevireceğim. Yine bahar ilk bana gelecek, ve baharın o minik kokularını ayırt edebileceğim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)