Perşembe, Ağustos 23, 2007

Osman & Pamuk Pamuk

F.'den önce Osmanımı everdim. Pazar gecesi kedigendeki ilanıma gelmiş bir canhıraş bi cevabı gördüm. Pamuk adındaki dünyalar güzeli bi kız (daha doğrusu onun bağırışlarına, haykırışlarına daha fazla tahammül edemeyen ailesi) Osman'a talipti. Anlaştık (yaklaşık 1 dakikada) ve ertesi gün Cevahir'in önünde buluştuk. Osman gelin evine içgüveysi giderken tırsıp altına sıçtı. Onun öyle mahsun mahsun gidişi beni çok üzdü.

Üzüntüm iki gün daha devam etti. Çünkü Pamuk Osman'a bir türlü yüz vermedi. Ondan kaçtı, saklandı. Osmansa kıza ilk görüşte vurulup yemeden içmeden uykudan kesildi. Nolucak bu çocuğun hali derkeeen,

dün sabah bir mesaj geldi dünürden:

"özgecim gözün aydın..."

diye başlayan.

Sonra gün boyunca yan yana uyuyup koklaşıp durdular. :)

Bu aralar Osmanımı geri alıcam. Ama geline soyadımızı verdik: Pamuk Pamuk.. Bakalım torunlar (Orhan, Okşan, Orkan, Volkan, Kezban Pamuklar) nasıl olucak... Bakalım onlara kimler yuvalarını açıcak??...

Cumartesi, Ağustos 18, 2007

Hani

aylar önce bi gün ilyas odman'ı bekledik durduk ya dodge hall'da... bugün geldi.:) ama açık sahneye. daha doğrusu ben gittim... neyse. süper bi insanmış bunu gördüm. release teknik gördüm. 4 saat dans dersi yorucu oluyormuş, bunu da gördüm.

şimdi iki farklı ekolden ders alıyorum. güzel oluyo benim için. pahalı da oluyo.

*ayrıca*

y. vardı ya. aradı bugün. dnin de çocuğu doğmuş. görünürlük projesi için görüşeceğiz. güzel şeyler geldi gözümün önüne. duvarları resim resim bi oda. kapkara bi salon. mandalina ve bitter çikolata. bob da gelicek. ama ben ne kadar gidebileceğim, bilmiyorum.

parmaklarım nasır olmuştu ya ayaklarım da oldu.


*ayrıca*
popomundo da gene konser kaçırdık...

Salı, Ağustos 07, 2007

vampir yarasalar hisarüstünde!!

saat 5.30... bu satırları necatinin ofisinden yazmaktayım. salonda bi yarasa avı sürüp gitmekte.

her şey olağan seyrindeydi. cinema paradiso karşısında uyuyakalmıştık. 1 saat kadar önce osman pamuk'un deli deli zıplamasıyla uyandık. o da nesi 2 tane yarasa tepemizde dönmekte!!! mantıklı tavırlar sergilemeyen bu delikanlı yaratıkların sayısı kısa sürede 3e çıktı. öyle delimsek davranıyorlardı ki osman kudurmuştu, ben kendimi şu an bulunduğum mekana hapsetmiştim, sevgiliyse cesur bir nefer olarak göğsünü düşmana siper etmişti.
hemen lojistik destek sağlamak adına googledan yarasa bastı, yara kaçırmanın yolları gibi araştırmlar yaptım. netice de bi sağlıkocağına basan 100lerce yarasa hakkındaki habere ulaştım.

ps. şuan da saat 10.00 bir yarasa sınır dışı edildi, ikisi ölü ele geçirildi. filmin devamını izledik. sevgili uyudu. ben bulaşık yıkadım. zeyn arasın diye bekledim. aramadı. herhalde dans etmicez... şimdi ben çay içiçem balkonda roman okuycam çiçek suluycam ..

Pazartesi, Ağustos 06, 2007

çabuk düğün!


Bugün bir davetiye ulaştı elime. Düğün davetiyesi!!! Pek zevkli, pek oyuncaklı bir şey hem de. Hem de yollarımız 11 yaşında kesişen kardeşten bozma arkadaşım ve onun maviş manitasının. Adamın çocukluk arkadaşının evlenmesi de enteresanmış hakkaten. Büyüdük mü şimdi biz?

Yok ya 11 yaş demişken pek de arkadaş değildik o zamanlar. Bir iki sene kıl kapmışızdır birbirimizden. O zaten inekti, ben de muhtemelen özenti. Sonra yeri geldi ben ağladım, yeri geldi o ağladı; yaslanılacak omuzlar hep vardı. Pek kalabalık günlerdi bir de. Pek neşeliydi. Yeri geldi ben oynadım, yeri geldi o oynadı, yeri geldi halaya katıldık. Hep bi asi, uçarı olunası zamanlardı. Beyoğlunda, adalarda, modalarda, Olimposlarda, kamyonlar bizi taşırken çocuklar gibi şendik. Abuk subuk davranma lüksümüz vardı bi kere. Kalabalık İstiklal Caddesinde durup bi mazgala şaşırırken bir anda depara kalkıp tünele kadar koşabilir, tramvayı alkışlayabilir, deniz gözlüğü ve bir torba çekirdekle turistlere yazabilirdik. Maden dağı dumandı. Heavy Metal barında twist yapılabilirdi.

Sonra büyüdük üniversiteli olduk. Aynı okulu kazandık biz, aynı fakülteyi. Ben biraz onun sayesinde kazandım, beden derslerini heba edip zavallı sosyalci arkadaşını geometri çalıştırdı ne de olsa... Sonra ben sevgiliyi bulup dünyadan soyutladım kendimi, o ideallerini. Daha olgunduk artık ama hala patavatsız ve şapşi olabiliyorduk. Yengeden bana ilk bahsettiğinde, ki daha tam manasıyla tavlamış değildi kızı, ellerimi çırpıp kendi etrafımda seke seke dönerek kızın adı içinde geçen şarkıyı söylemem öyle bişiydi. F. kıpkırmızı olmuş işaret parmağını dudağına götürmüş şşşttt! şşşt! demekten öteye gidememişti.

Çok az karşılaştık gelinle. Ama en kötü günlerimde "Özge'ye bişi oldu" diye F.'ye beni aratacak mistik bir yakınlık var onda. Sıcak bakan gözleri var. Çok güzel bir gülümsemesi var. Yakışıyor çocuğumuza :)

Ama ne kadar hızlı geçti zaman, düşündükçe şaşıyorum. Şimdi gelinlikle damatlıkla mı görcem ben sizi yavrular?! Ben de mi büyüdüm o zaman? Akıllara zarar.. Genç çifte mutluluklar!!